fbpx
Aesthetic Dental Implantologie Clinic
İmplant Ankara

Çene Botoksu Nedir?

Gösterim: 6269

Diş Sıkma Çene Botoksu

Diş sıkma, ağız içerisindeki sert ve yumuşak dokulara da zarar verir. Bu durum da uzun dönemde kare çene görünümüne neden olur.

Masseter kasının büyük olması, yüzün alt kısmının görüntüsünü değiştirdiğinden özellikle kadınlarda estetik kaygı oluşturabiliyor. Estetik kaygının daha çok kadınlarda yaşanmasının nedeni ise, çenenin görünümün kareleşmesinin daha erkeksi bir görünüme sebep olmasıdır.

Masseter botoksu, diş sıkmadan sorumlu kası yani masseter kasını zayıflatır. Estetik açıdan çenenin küçülmesini ve yüzün incelmesini sağlarken aynı zamanda diş sıkma ve çenede gerginlik sorunlarının tedavi edilmesine de yardımcı olur.  Bu uygulama ile birkaç hafta içinde yüzün alt kısmında dar ve oval bir görünüm elde edilir.

Çene botoksunun yararı sadece estetik açıdan iyileştirme değildir. Aynı zamanda çene kaslarının istemsiz kasılmasını ve kontrolsüz diş sıkmayı engeller. Bu sayede, diş gıcırdatma sorunu ve neden olduğu ağrı ve rahatsızlık ortadan kaldırılmış olur.

 

Diş Gıcırdatma (Bruksizm) Nedir?

bruksizm

Bruksizm (diş gıcırdatma) genellikle uyku esnasında oluşan güçlü çene hareketlerinin neden olduğu çeneleri sıkma, dişleri gıcırdatma olayıdır. Toplumumuzda sık rastlanır. Genellikle bu alışkanlığa sahip bireyler bundan habersizdir.

 

Diş Gıcırdatmanın Sebepleri Nelerdir?

Bruksizmin (diş gıcırdatması) oluş nedenleri hakkında çeşitli görüşler vardır. Bazı araştırmacılar buruksizmin dişler arasındaki kapanış ilişkisinin bozulmasından kaynaklandığını, bazıları santral sinir sistemindeki bir hastalığın neden olduğunu bazı araştırmacılar da bu iki nedeni de kapsayan çok yönlü bir problem olduğunu ileri sürmektedirler.

Duygusal stresler (Herkes stresin bruksizmin nedenleri arasında en önemli faktör olduğu konusunda fikir birliği içerisindedir. Vücudumuzda stres belirtilerini ilk olarak gördüğümüz yer ağız dokularıdır. Stres bruksizmin hem oluş nedeni hem de olayın şiddetini artıran en önemli faktör olarak belirlenmiştir.)

  • Aşırı sinirli, hassas, titiz bir yapıya sahip olmak
  • Malokluzyon (dişlerin diziliş ve sıralanışındaki bozukluklar)

 

Diş Gıcırdatmanın Zararları Nelerdir?

  • Dişlerin çiğneyici yüzünde oluşan aşınma: Dişlerin birbirleri ile sürtünmesi sonucunda oluşan aşınma tüm dişleri kapsayabilirse de özellikle ön dişlerde daha etkilidir.
  • Dişlerde kırılma: Dişleri sıkma ve gıcırdatma sonucunda ön dişlerin köşelerinde arka dişlerin çıkıntılı kısımlarında mikro çatlaklar oluşur. Röntgen ile saptanamayan bu çatlaklar zamanla büyüyerek dişlerin kırılmasına neden olur. (Bakınız, Diş Kırılması)
  • Dişlerde aşırı hassasiyet: Genellikle soğuğa karşı hassasiyet gelişir. Ani diş sızlamaları başlar. (Bakınız, Diş Hassasiyeti)
  • Diş etinin geriye çekilmesi ve genellikle bununla birlikte oluşan dişin boynunda diş eti hizasında oluşan çentik şeklindeki aşınmalar: Bu durumun oluşmasına neden olarak ilerleyen yaşa bağlı diş eti çekilmesi ya da aşırı baskı uygulanarak yapılan diş fırçalama gösteriliyorsa da , bruksizm hastalığının dişlerde bu gibi oluşumlara neden olduğu bilinmelidir. (Bakınız, Diş Eti Hastalığı)
  • Dişlerde sallanma: Yıllar süren gıcırdatma sonucu dişler gevşeyerek sallanmaya başlar. Aşırı basınç dişleri saran kemik desteğinin kaybolmasına neden olur. Bu durumu telafi etmek için dişlerin kökleri hizasında ekstra kemik çıkıntıları gelişir.
  • Yanaklarda iritasyon (tahriş): Özellikle dişleri birbirlerine temas ettikleri kapanış çizgisi hizasında, yanağın iç kısmında çizgi ya da kabartı şeklinde fibröz bir oluşum meydana gelir. Bu oluşum nedeni ile sıklıkla "yanak ısırma" olayı ile karşılaşılır.
  • Kas ağrısı: Özellikle şakak ve yanak bölgesindeki kasların aşırı çalışması bu bölgelerde kas ağrısına neden olur.
  • Baş ağrısı: yukarıda belirtilen kas ağrısı zaman zaman baş ağrısı şeklinde kendini gösterir.
  • Çene ekleminde ağrı: Çene eklemine aşırı yüklenilme nedeni ile eklemde ağrı, çıtırtı ve kenetlenme olabilmektedir.
  • Bu belirtiler diş gıcırdatmasının hemen başlangıcından itibaren ortaya çıkmaz. Olayın şiddetine ve süresine göre bazen yıllar sonra görülebilmektedir. Çoğunlukla belirtilerin tümü birden olmayabilir. Bazen çok az belirti gösterebilir.